Mühendishaneden günümüze 250 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan İTÜ, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına uzanarak, ülkenin kalkınmasına birçok farklı alanda hizmet etmiştir. İstisnai bir kurum olarak İTÜ; eğitim, imar-bayındırlık, sanayi, teknoloji gibi alanlarda, ülkenin topyekûn kalkınmasını sağlamak amacıyla faaliyetler göstermiştir. Hatta İTÜ, kuruluş amacı olarak, bu faaliyetlerin öncüsü kabul edilebilir.
Mühendishane olarak yapılandırılmasından itibaren kurum, sadece öğretim süreçlerini yürütmek, bilimsel çalışmalar üretmek ve mühendislik kitapları basmakla kalmamış, üç kıtaya yayılmış geniş imparatorluk arazilerinden Misak-ı Milli sınırlarına hem tarihin önemli bir parçasını oluşturmuş hem de değerli mezunlarının birçok farklı bölgede yürüttükleri projelerle değerini göstermiştir. Tarihe şahitlik etmiş bu öncü eğitim kurumundan mezun olan kıymetli mühendislerin anıları gerek toplumsal gerekse akademik açıdan önem arz etmektedir. Bu önemli tecrübelerin, değerli evrak ya da resmî belge niteliği taşıdığı dahi ileri sürülebilir. Çünkü bu kaynaklar, dönemin en güncel bilimsel tekniklerini aktarmanın ötesinde, devrin atmosferi, farklı toplulukların yaşam tarzları, doğa ve çevre özellikleri, altyapı olanakları ile beraber ülkenin kalkınma yolculuğunu yansıtmaları bakımından eşsiz dokümanlardır.
Nitekim 1897 Hendese-i Mülkiye Mektebi mezunlarından Mustafa Şevki Atayman’ın yaşamı (1872-1958), Zümrüdüanka misali yeniden doğan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine denk düşmektedir. Bu nedenle İTÜ’nün 250. yılında, daha önce İnşaat Fakültesince iki kez basılan anılarının İTÜ Yayınevi tarafından 3. baskısının gerçekleştirilmesi, önemli bir bilimsel ve toplumsal sorumluluğun yerine getirilmesi anlamını taşımaktadır. Zira Mühendishane mezunu bir yüksek mühendis kimliğiyle Mustafa Şevki Atayman tarafından kaleme alınan bu anılar, yakın dönem Türkiye tarihinin trajik öyküsüne ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hikayesini ortaya çıkaran şartların olgunlaştığı döneme ışık tutmaktadır.
Atayman’ın anılarının 1918 yılında nihayet bulan ilk kısmı, İmparatorluğun son dönemlerine şahitlik etmektedir. Mühendisliğin tekniği ve şartlarının yanı sıra yerel ve idari yapı, ekonomik şartlar ve güncel yaşam kesitleri ile dönemin renkli bir portresini oluşturan birçok ipucu içermektedir. Kuşkusuz günümüzde bu anlatılar, Türkiye’de mühendisliğin gelişimi kadar, modern bir ülkenin altyapısının şekillenme sürecini de belli bir ölçüde yansıtmaktadır. Ancak Atayman’ın bahsettiği 1918-1937 dönemi anılarına ulaşılamamasının büyük bir kaybı ifade ettiğini de belirtmek gerekir.
Herkesin zevkle okuyabileceği ve farklı disiplinler açısından yüksek bilimsel değer taşıyan bu eseri, tekrar okuyucularıyla buluşturmanın memnuniyet ve onurunu taşıdığımızı kaydederiz.
Yüksek Mühendis Mustafa Şevki ATAYMAN1872 (1288): Doğumu
1897 (1313): Hendese-i Mülkiye (Mühendis) Mektebinden mezun oluşu
1937:
Emekli oluşu
1958: Ölümü